07 Tem 2023

Dilek Yücedağ

“Bir insanı değerlendirmek için nelere sahip olmadığına değil, sahip olduklarıyla neler yaptığına bakmalı.”
Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu
Akademisyen ve Yazar

“Farkındalık” özellikle son 5 yılındır, en çok duyduğumuz, okuduğumuz ve hatta kullandığı kelimelerin başında geliyor. Kendimize, çocuğumuza, iş arkadaşlarımıza kısacası etrafımızdakilere; Farkındalığı yüksek bir birey, farkındalığı hiç gelişmemiş bir kişi, farkındalıklarımı geliştiriyorum gibi cümleler kuruyoruz. Ayrıca dikkatimizden kaçan, uyarı aldığımızda verdiğimiz cevapların başında “farkında değilim “gelir herhalde. O halde farkında olmak, o ana, o konuya dair bir bilinç düzeyi. Bir aydınlanma halidir diyebiliriz.

Farkındalık, psikolojide ben kimim ile başlıyor. Bu gün baktığımızda tüm disiplinlerde kullanılan “Farkındalık” kelime gücü yüksek ve oldukça da kapsayıcı bir terim. Kişilerin kendileri hakkında gerçekçi ve doğru bilgilere sahip olma ihtiyacı; nerede ise yaşamını sürdürme ihtiyacına eşdeğer sayılabilir. Sağlıklı bir Ben Kimliği oluşturmak, etkili karar verme becerisi geliştirerek, meslek seçimi daha sonrasında kariyer planlama süreçlerini yönetmek. Gelişimin; hayat boyu devam ettiği bilgisi ile yaşam yolculuğu sürdürmek. Tüm bunlar farkındalığımızla yani “Ben Kimim”, hangi potansiyel yetkinliklere sahibim, potansiyel risklerim yani stres halinde hangi tutum ve davranışları sergiliyorum? İletişimde neyi önceliyorum. Motivasyonumu neler bozar? gibi psikolojik kimliğine dair; neyi nasıl, neyi neden yapıyorum sorularının ve gelişim önerilerini içeriyor.

Günümüz iş dünyasında, çalışanı merkeze olan insan odaklı yaklaşım sistemlerine dönüşüm hızla başlamıştır. İyilik halini koruma; esenlik çalışmaları (wellbeing), duygusal zeka etkinlikleri, bireye özgü eğitim ihtiyaç analizleri bu dönüşün olmazsa olmazları arasında. Kurumu yeni iş gücü için çekici hale getirmek, birlikte çalışma ortamları oluşturmak, çalışan bağlılığı yaratmak eskiye göre hiç de kolay olmamakta. Tüm kararların, atılan adımların duygusal etkilerini fark etmek, vizyon hedefleri bu farkındalıkla oluşturma gerekliliği doğmakta.

İnsanı odağa alan yeni düzen çalışma sistemleri, bireysel farklılıkları doğru belirleme ihtiyacını da zorun hale getirdi. Kişilerin güçlü ve sınırlı özelliklerinin yanı sıra stres altında ortaya çıkan potansiyel risklerinin belirlenmesi özellikle gerekmekte. Aksi takdirde kurulan sistem eksik kalmakta olup, sürdürülebilir olmaz. İşe alım süreci ile başlayıp, performans değerlendirme, kariyer planlama, eğitim ihtiyaç analizi, takım çalışması gibi başat başlıkların bulunduğu kurumsal süreçlerde objektif ve yeni nesil araçlara acil ihtiyaç duyulmakta. Bu noktada, kurucu ortağı olduğum milli ve küresel yeni nesil akıllı algoritma ile bireysel farklılıkları analitik raporlama yeteneğine sahip “Characterix Kişilik Envanteri” tam da bu ihtiyaca cevap verebilir yeterlilikte.

Sonuç olarak, kişisel gelişimin kıymetli olduğu bir dünya düzenin içindeyiz. Koçluk ve Mentörlük gibi hizmetlerinin kurumsal yapılanma süreçlerin içinde var olmasının tercih edildiği, hatta özellikle yönetim ve insan kaynakları profesyonellerinin bu konularda gerekli yetkinliklere sahip olunmasının istendiği bir dönemdeyiz.

Farkındalıklarınızı fark etmeniz dileklerimle,

Psk. Dan. Dilek Yücedağ

Characterix Kişilik Envanter Kurucu Ortağı.