İyi bir Linkedin kullanıcısı olarak özellikle İnsan Kaynakları başta olmak üzere Yönetim Sistemleri alanlarında paylaşımları kaçırmamaya çalışıyorum. Bu alanda öğretici olabilecek profilleri ve etkinlikleri takip ediyorum.
Kendi bloğum başta olmak üzere yazılı ve sözlü düşüncelerimi aktardığım platformlarda temel konu olarak yeni mezun ve genç işsizlere odaklanıyorum. İnsan kaynakları planlamasının etkin yapılamadığı ülkemizde, ulusal insan kaynakları stratejik planının olmamasını çok büyük bir eksiklik olarak görüyorum ve bu eksiklikten kaynaklı olarak yeni mezun ve genç işsizliğin çoğaldığına inanıyorum.
Ulusal insan kaynakları planlamasının yapılmamasının işsizlik olarak olumsuz sonuçları bulunmasının yanı sıra eğitimin ve eğitime yönelik kaynaklarına yönelik ciddi olumsuzluklar yarattığını görebiliyoruz.
Yükseköğretim Kurulu verilerine göre 129 Devlet, 75 Vakıf Üniversitesinde 2020-2021 Eğitim-Öğretim döneminde Önlisans 3.114.623, Lisans 4.676.657, Yüksek Lisans 343.569 ve Doktora 106.143 olmak üzere 8.240.992 öğrenci eğitim almaktadır. 2021 yılındaki 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranın %22,6 olduğunu dikkate alırsak her yıl mezun olanların büyük bir çoğunluğu işe yerleşmemektedir.
Yeni mezun genç işsizlerin özellikle üniversite mezunlarının iş aradıkları, sorunlarını paylaştıkları ve deste istedikleri en önemli platform olarak Linkedin görülebilir. Her sektörden ve pozisyonlardan milyonlarca insanın olduğu bu platforma genç işsizler bir umut olarak giriyor ve zaman harcıyor.
Linkedin’in çok farklı amaçları olsa dahi, kullanıcıların büyük çoğunluğu yeni mezun ve genç işsizler olunca amaç iş bulmaya yönelik arayışlar oluyor. İş bulma amacına yönelik bu kadar yeni mezun ve genç işsizin olduğu bu platformda bulunan her pozisyondaki insan kaynakları ile ilgili kişilerden beklentilerde artıyor. Bu beklentilerin başında, “insan kaynakları olarak yeni mezun ve genç işsizlerin halini anlamak” geliyor.
Halden anlamanın içeriğini doldurursak;
- Bağlantı isteklerini kabul etmek,
- İş arayışları ile ilgili sorulara yanıt vermek,
- İş başvuruları ile ilgili eksiklikleri uygun dille belirtmek,
- Danışılan konulara yanıt vermek, alan dışı ise ilgililere yönlendirmek,
- Gülümsemek…
Linkedin üzerinden halden anlamayı tarif ederken, diğer sosyal platformlarda ve birebir iletişimde de önemli olduğunu ve önemsenmesi gerektiğini bilmemiz gerekiyor.
Bu konuda Linkedin üzerinde yaşanan çok sayıda olumsuz örneğe rast geliyoruz. Bu olumsuz örneklere yönelik rast geldiğim paylaşımlara karşı yaptığım paylaşımlara bakınca halden anlamayan çok sayıda meslektaşımızın olduğu görülüyor.
Meslektaşım ve CEO, Direktör, Müdür vs. pozisyonunda olan kendince profesyonel olduğunu sanan, adını vermeyi uygun görmediğim dost paylaşmış; ilan edilen bir pozisyona bilmem ne kadar başvuru olmuş, başvuranların içinde çok azı ilanda belirtilen ve istenen niteliklere uygunmuş, bilmem bu durum İK’yı yoruyormuş...
- Halden anlamamaya bir örnek olan bu meslektaşımıza sormak lazım;
- Hiç uzun süre işsiz kaldın mı..?
- Yakının (çocuğun, kardeşin, anne-baban) uzun süre iş aradı mı..?
- Umut nedir..!
- Bir umut, belki olur, ya kabul edilirse hissini yaşadın mı..?
Bilen için ne kıymetli bir kelime UMUT, hele bu zamanda diyerek yanıt vermişim…
Hatırı sayılır bir takipçimin çoğunluğunun yeni mezun ve iş arayışında olanlar olduğunu bilerek, iş ilanlarını takip etmeye ve takipçilerimin bilgilenmesi için çaba gösterirken halden anlamayan olumsuzluklara rast gelmek üzüyor.
Aynı ilanları neredeyse bir yıldır görüyorum ve amaç nedir diye tekrar soruyorum. Bir sendikamızın, hala bir İK MÜDÜRÜ, bir şirketimizin altı aydır FİNANS MÜDÜRÜ, diğer bir şirketimizi üç aydır MAKİNA MÜHENDİSİ arayışını sürdürüyor. Aradıklarında ne istediklerine bakınca, hemen bulunacak özellikler olmasına rağmen bu kadar süre ilanlarını yayında bulundurmaları düşündürüyor. Yapmayın, etmeyin, insanların duyguları ile oynamayın diyorum.
Halden anlayan biri olarak iş arayışında olan bağlantılarımdan gelen mesajlardan etkilenerek paylaşmak istedim.
- İşsizlik sadece bir arayış değil zaruriyettir.
- Yaşamın gerektirdiği ihtiyaçları karşılamak için çalışmak gerekiyor. Çalışmak içinde iş gerekiyor.
- İş arayışında olan insanların çaba ve umutsuzlukları, bizlere sorumluluklar yüklüyor.
- İstihdam oluşturmak ve işe alımlarda hakkaniyetli davranmak zorundayız.
- Özellikle kamuda işe alımlarda sorumluluk sahibi olanların liyakat esaslı bir seçim için adil davranmak zorunda olduklarını bilmeliler.
- Kul hakkının hesabı yok..!
Yazının özeti başlığını taşıyıp, “İnsan Kaynakları Halden Anlamalıdır” diyorum.
Ekrem Öztürk
Ahi Evran Üniversitesi Rektör Danışmanı