‘’Tecrübe’’ hayatımızın her evresinde karşımıza çıkacak olan yedi harflik fakat anlamı büyük ve derin olan bir kelime. ‘’Şu kadar yıl şu alanda tecrübesi olan’’ şartlarla hala daha karşımıza çıkan iş ilanları. Mülakatlarda ‘’ tecrübeli arıyoruz’’ diyerek suratımıza kapanan kapılar. Sizi çok iyi anlıyorum. O evrelerden bende geçtim ve geçmeye de devam ediyorum, edeceğimde. Bu hiç bitmeyecek bir döngü. Çünkü sizin 100 yıllık bir tecrübeniz olsa bile sizden 101 yıllık tecrübe isteyecekler arkadaşlar.
Zaman geçtikçe, farklı sektörlerde görev aldıkça ve en önemlisi insan tanıdıkça asıl tecrübenin ne olduğunu anlamaya başlıyorsun. Ben bunu biraz çalıştığım sektör doğrultusunda erken öğrendim.
Benim için tam da öyle oldu. Sonunda tecrübelendim. Bu yazımda da sizlerle özellikle iş hayatına atılacak arkadaşlarıma birkaç tüyo vermiş olurum diye düşünüyorum.
İŞ HAYATI İÇERİSİNDE ''EN İYİ ARKADAŞ'' KAVRAMI OLMAZ!
Şunu çok samimi ve hiçbir çekincem olmadan söyleyebilirim. İş hayatı içerisinde edindiğiniz arkadaşlıklar, gerçek değil. Üzülerek söylüyorum ama herkes çıkarına göre hareket ediyor. Bugün iyidir, samimidir çünkü henüz bir çıkarı olmamıştır. Arada maddiyat ve manevi açıdan tatmin olma, rekabet savaşları vardır. Bunu sakın unutma! O yüzden aradaki mesafeyi her zaman koru. Kendinden başka kimseye de güvenme.
MESLEK HAYATINA YILLARINI VERENLER DAHA ÇOK TECRÜBESİ OLDUĞUNA İNANACAK!
Meslek hayatına yıllarına verme konusu o kadar derin ki. Beni en çok yıpratan şeylerden biride tecrübe konusu olmuştur. Her gittiğiniz kapı suratınıza tecrübeniz var mı diyerek çarpılıyor. Benim için tecrübeli insan, her zaman hayata yeni adımlar atacak insanlara yol gösteren ve yardımcı olanlardı. Bu süreçte de zamana göre şekillenebilen, uyum sağlayan insanları her zaman sevmiş ve benimsemişimdir. Onlar hep kendilerini yeniler ve ön yargı ile yaklaşmaktansa aslında bir türlü ''ben oldum'' kavramına inanmazlar. Sektörde böylelerini bulmak gerçekten zor ama imkansız değil. Sosyal medyadan çok ''hey ben buradayım seni takip ediyorum'' izlenimini onlara hissettirmeyecek şekilde takip ettiğim insanlar var. Büyüsü bozulmasın diye alkış tutmuyorum ben. Sana tecrübesizsin bu işi yapamazsın diye bakanlara aldırma. Onlarda o işi tecrübe sayesinde kazanmadılar. Geçtikleri yolları unutuyorlar. Sen onlar gibi olmamaya çalış. İleri de tecrübe benim kriterim olmayacak de mesela. Bana gelenin hamurunu ben yoğuracağım, büyüteceğim demelisin. İnsanlar, yetiştirip yuvadan uçacağını düşündükleri için kimseye değer ve zaman vermiyor. Aslında güzel izler bırakabilmek, bir insana kattıklarınızla onun başka yerlerde yükseldiğini görmeyi kendi başarıları olarak görmüyorlar. Üzülerek söylüyorum ki birinin başarısından çok başarısızlığına sevinen insanlarla karşılaşacaksın. O yüzden kararlarında her zaman kalbinin sesini dinle. Başkasını dinleyerek verme kararlarını. Kimin sana destek, kimin köstek olduğunu bilemeyeceksin.
YÜZÜNE GÜLÜP, ARKANDAN KONUŞAN ÇOK OLACAK!
Her yüzüne gülene inanma. Bugün iyiyiz güzeliz dediğin insan, sen kapıyı kapatıp çıktıktan sonra dedikodunu yapıyor bil istiyorum. Diyorum ya rekabet işi bu. İnsanlarla paylaşımlarına dikkat et. Bir insanı gerçekten tanımak istiyorsan ona, sana birileri ile paylaştığında zarar vermeyecek bir sırrını anlat, ama kimseye anlatmadığın farklı detayları ver ve bekle. Kulağına geldiğinde neyin, nasıl, neden, kim vasıtasıyla olduğunu göreceksin. Sanırım bu benim yaptığım en iyi taktik ya da yenisini bulana kadar öyle. Bir şeyi iki üç kişiye anlatırken hep farklı detaylarla anlatırım. Kazağın rengi birinde mavi, birinde kırmızı kalır, kulağıma gelen renk o insana karşı duymam gereken güveni bana öğretir. Hayat acımasız, düşmemek için gözden düşürdüklerimiz olmalı. Bu arada sende evinde değilsen kimse hakkında dedikodu yapma. Ofiste beraber çalıştığın arkadaşın, telefonunu masanın üzerine ses kaydında bırakıp çıkmış olabilir benden söylemesi.
İŞİNİ SENDEN DAHA İYİ BİLDİKLERİNİ SANACAKLAR!
O iş senin görevin ise ve senin bir üstün yoksa o işi senden daha iyi kimse bilemez. Kuralcı ol, çünkü herkes bulduğu ilk aralıktan sığışmaya çalışacaktır. Kimi tatlı dille bunu yapmaya çalışırken kimi de senin o işe layık olmadığını hissettirmeye çalışarak yapacaktır. Yani insanlar istediklerine ulaşmak amacıyla seni kırmaya ve sana hakaretler etmeye kadar işi sürdüreceklerdir. Böyleleri ile iş hayatında karşılaşma oranının yüksek olduğunu unutma. İnsanın özüdür bu. Kendini empati ve hoşgörüde geliştiremedi mi istediğini elde edemediği için saldırganlaşır. Bazılarının da sahip olduklarını düşündükleri koltuklarının egosu ve asla anlayamadıkları iş tanımları bunları yaptırır. Hani deriz ya bu adam nasıl buraya gelmiş, bunu buraya getirenin ben bippppppp ... Öyle işte.
‘’BİZİM KIZ - BİZİM OĞLAN’’
TEHLİKELİ SULAR, YÜZME!
İş hayatında çok fazla profesyonelliğe yer vermeyen ve ben herkesin abisiyim, ''ofistekiler cağnim cigerim benim, senin agazını yüzünü yirin'' modu ile gezenler olacak. Hepsi çok sevdiğimiz, saydığımız abiler ve ablalar... Ama sen herkese hayır diyebilecek mesafeni her zaman korumalısın. Çünkü bu ağa-beylerimiz ve ablalarımız, günü geldiği zaman arada kurduğunuz bağa güvenerek onlara hayır diyemeyeceğine inandıkları için seni çok zorlayacak. Bunun önlemini baştan almazsan zorluğunu çok çekeceksin. Bir şey rica edince ve sende hayır demek zorunda kaldığında, senin için ‘’ağa-beysiydim/ablasıydım, çok sevdiğimiz kardeşimizdi, vay şimdi böyle mi olduk’’ diyecekler. Senin işine duyduğun bağlılıktan ötürü onlara hayır demek zorunda kaldığını hiçbir zaman anlamayacaklar ve bir yanın buruk kalacak. Bunun aslında abisi ve ablası konusu ile ilgisi olmadığını düşünüp, kendi kendini yiyeceksin.
TAKIMDA SADECE BİR FUTBOLCUNUN İYİ OLMASI YETMEYECEK
Seni buna inandırmaya çalışacaklar. Fakat senden bekledikleri birçok işi aynı an da yapman. Sana ihtiyacımız var diyecekler, sanki işletmeyi sen kurtaracakmışsın gibi davranacaklar fakat sadece iyi bir futbolcuyla bir takımı kurtaramayacaklarını bilmeleri gerekmektedir. Evet bir takımı iyi bir futbolcu kurtarabilir fakat kötü bir kalecisi varsa puanda kaybettirebilir. O yüzden kendini yıpratma ve bunun bir takım çalışması olduğunu unutma. ‘’Ben varım’’ değil ‘’biz takımız’’ üzerinde dur.
İŞ HAYATINDA KADIN OLMAK ZOR!
Başarılı kadın olmak daha zor! Çünkü ataerkil bir toplumun bunu kabullenmesi biraz zaman alıyor ve alacak. Cinsiyete takıldıkları ve erkek olarak dünyaya geldikleri için çok büyük bir şey başardıklarını sanacaklar. Seni ezmeye ve beden gücünü sana kanıtlamaya çalışacaklar. Kadının yerinin evi olduğuna inanacak ama para olmadığı zaman ''bizim karıda ne yapıyor ki bütün gün evde'' diye atıp tutacaktır. Mide bulandırıcı küçük karasinekler sizi! En dayanamadığım, en çileden çıktığım insan tipleri.
Yaşadığımız ülke şartları, eğitim ve aile düzeyi altında böyleleri ile karşılaşma olasılığınız %100! Takınmanız gereken tavır mı?
İnatla, canla başla okumanız. Eğitim ve öğretimin hiç tükenmeyen bir kaynak olduğunu bilmeniz. Böyle mide bulandırıcı karasineklere karşı bedeniniz ile değil, aklınız ve zekanız ile savaşmanız. Beden gücü bir kol kopması, isabet eden bir kurşunla yerle bir olabilir. Ama zeka!
Bitip, tükenmeyen bir silah. Kullanın ve asla kullanmaktan çekinmeyin. Sizi ezen, sizi aşağılayan ve beceriksiz olduğunuzu düşündüren bu varlıklara karşı iki ayağınızın üzerinde sağlamca durun ve yüzünüze kendinizden emin o tavrınızı takının. Gözlerinizden yaşlar düşse dahi, o an kırılmış, zedelenmiş olsanız dahi o gözlerinizi gözlerine dikin ve hak ettiği gibi onun seviyesine inmeden kendinizi savunun. İş hayatında duygusallığa yer yok, hele ki bir kadınsan hiç yok!
Ve lütfen, bir erkeğin sizi sevdiğini düşündürdüğü için hayatınızı kısıtlamayın ve taviz vermeyin. Sizi seven her halinizle sevecek ve her zaman her konuda destek olacaktır.
HATA YAPIN!
Çalıştığınız iş ile ilgili hatalar yapabilirsiniz. Olağan şeyler, karşınızdaki anlayışlı bir insansa zaten hata yapma olasılığınızın olduğunu bilerek sizinle çalışmayı göze almıştır. Hatasız kul olmaz sonuçta! Hatayı hata yaparak çözemezsiniz. Çözüm bulamadığınız yerde gerekirse yardım isteyin. Yardım etmekten ve yardım istemekten asla çekinmeyin. Hata yaparak bir şeyleri öğrenebileceğinizi ve bir daha ki sefere daha temkinli davranacağınızı unutmayın!
HER ŞEYİ YAPABİLSENDE BAZEN ‘’YAPAMIYORUM’’ VE ‘’BİLMİYORUM’’ DEMELİSİNİZ!
Bazen her şeyi hatta sizin göreviniz olmayan şeyler hakkında bile bir bilginiz beceriniz olsa dahi ‘’bilmiyorum’’ demelisiniz. Neden mi? Bu kelimeyi üzülerek kullanacağım ama ‘’kullanılırsın, hak ettiğinin karşılığını asla alamazsın ve joker eleman olarak görülürsün’’. Senin kendine bir saygın olsun. ‘’Fazla şey biliyorum ben, sayılayım, değer verilsin’’ mantığı her zaman her iş yerinde ve her üstte işe yaramaz. Ne kadar çok işe yararsan onlar için birçok iş yapan ucuz eleman olursun. Bir bakmışsın görevin değildir, ama çalıştığın herkes bunun senin görevin olduğuna inandırmıştır seni ve kendini o işi hep sen yaparken bulursun. İşine ve kendine saygı duy, kabullenme.
SİZ KENDİNİZE SAYGI DUYMAZSANIZ KİMSE SİZE SAYGI DUYMAZ!
Sahip olduğunuz bedenden, zekanıza ve sahip olamadığınız özelliklere kadar her zerrenize saygı ve sevgi duyun. Unutmayın, insanlar bizi en zayıf noktalarımızdan vurmaya çalışacaklar. Dillendirmeyin, şikayetlenmeyin, susun ve görmezden gelin demiyorum! Kendinize güvenin. Kaybedecek hiçbir şeyiniz yok.
Başarı; benliğiniz, kendinize duyduğunuz bağlılığınız, sınırlarınız, işinize ve kendinize duyduğunuz saygı ile gelecektir. Vazgeçmeyin! Siz tırnaklarınızı kazıya kazıya, ailenizin desteği ve sizin vermiş olduğunuz emek ile o noktaya gelebilmek için zamanınızı ve hayatınızdan birçok anı feda ettiniz. Bende dahil!
Sevgiyle kalın.
Kübra GÜLSEREN KÖSE
Halkla İlişkiler ve Pazarlama Sorumlusu