Eski bir İK’cı , yeni bir Kariyer Danışmanı olarak danışanlarımdan bana gelen ortak yorum ; Kariyerimdeki sorunları halledersem her şeyi halledeceğim. Hayatım çiçek gibi olacak gibi yorumlar.
Kötü haber ; Kariyer bir hedef değildir. Bir süreçtir. Süreçte varmak istediğimiz yerler elbette olabilir. Ancak yolun keyfini çıkaramazsak vardığımız yerinde bir anlamı kalmayacaktır.
Geçenlerde verdiğim bir atölyede katılımcılardan biri 20 yıllık bir İk Profesyoneli’ydi . Ve şunu söyledi ; Kariyerimdeki tüm hedeflere ulaştım ancak ulaştıktan sonra dedim ki ,
Evet , şimdi ne olacak ?
Sadece kariyer değil , hayatın her alanında sadece hedeflere koşarak , başarı algısını hedefe yönlendirerek mutlu olamayız arkadaşlar.
Kariyer bir hedef değildir.
Başarı bir hedef değildir.
Hedefler varlardır.
Ancak hayatın içinde uğradığımız birer duraktır. Gelir ve geçerler.
Bunu her yerde söylüyorum ve söyleyeceğim ;
Asıl mesele şu ; Neyi istiyoruz? Neye yatkınız?
Dünya üzerinde yaşayan 3 kuşağa , yani X,Y ve Z’ye şu sorulmadı ‘’Sen ne istiyorsun?’’ , ‘’ Nerede iyisin?’’
Allahtan Z biraz bu zinciri kırdı , farkındalığı yüksek , sınırlarını koyan bir nesille karşı karşıyayız.
Y kuşağının bir neferi olarak bizim dönemimizde ise böyle olmadığını söyleyebilirim. Hepimiz iyi matematik bilmeliydik, iyi kimyamız olmalıydı , Türkçe’de ne vardı ki ;30'a 30 çıkarmalıydık üniversite sınavında. Hepimiz aynı olmalıydık.
34 yaşıma gireceğim bu yılda ben aynı olmamayı seçtim ve podcast’te sosyal medyada , eğitim verdiğim kurumlarda ve biricik danışanlarıma seslendiğim, hitap ettiğim herkese uyumsuzluğu öneriyorum. Uyumsuzluk karşı çıkmak demek değildir . Uyumsuzluk , farklılıktır.
Dünya artık farklı olanın , ‘’kendine has ‘’ olanın ,influence edenin peşinde.
Özellikle bu yıl ve 2024'te daha iyi anlayacaksınız, fark yaratan , değer yaratan insanlar işe alınacak , yeni işler kuracak , yeni ve özgün markalar daha çok hayatımıza girecek. Sadece Türkiye’nin değil , dünyanın girdiği bu zor ekonomik konjonktürde ‘’fark yaratan’’ rekabeti artıracak ve parlayacak.
Harward Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada başarının ve gücün mutluluk getirmediği bilimsel olarak kanıtlanmış. Başarı , güç , para gibi kavramlar ‘’anlık haz ‘’ yaratırlar.
Maalesef toplumumuzdaki başarı kavramı ağırlıklı olarak bu anlık haz kavramlarından oluşur.
Prof. Acar Baltaş’ın mutlulukla ilgili harika bir tanımı vardır; Mutluluk 3'e ayrılır der;
- Hazza yönelik mutluluk
- Yatkın olduğumuz şeyleri yaparak elde ettiğimiz uzun süreli
mutluluk ki bunun için bedene ve zihne yatırım yapmak gerekir.
- Yardım ederek gelişen mutluluk ; dünyaya iz bırakmanın en
güzel yollarından biridir.
Özetle sevdiğiniz şeyleri yaparak ‘’ kendine has ‘’ üretimler yapmak fark yaratmak demektir ve mutlu eder. Bir de bunları insanların faydasına olacak şekilde paylaştığımızda bizden daha mutlusu olur mu bilmem.
Yatkın olduğunuz işi yapın, yardım edin ve ‘’kendiniz gibi olun’’.
Başarı , kariyer vs bu kavramlar zaten arkasından bir şekilde gelir.
Esra Şapçı