We shall not cease from exploration
And the end of all our exploring
Will be to arrive where we started
And know the place for the first time.
Değişmeye hazır mısın? Kendini keşfetmeye? Peki, bu keşfin sonunda başladığın noktada olmaya cesaret edebilir misin? Kendin olduğun, olmak istediğin noktada.
Değişim, insanın başka biri olmaya çalışmadığı anda, yani tam da kendisi olduğunda gerçekleşir. Kendini zorlayarak veya başka bir kişinin zorlamasıyla değişim gerçekleşmez. Ancak ve ancak zaman ve çaba harcayarak kendi olduğun şeye dönüşebilirsin.
Yukarıdaki paragraf, paradoksal değişim teorisinin ne olduğunu açıklar. Bu teoriye göre, kendinizin ideal bir versiyonunu tasarlamanız, gerçekte kim olduğunuzu keşfetmek anlamına gelir. Bu yolculuk ise cevaplanması gereken sorularla doludur.
İlk keşif, aslında ulaşmak istediğiniz son noktadır: İdeal versiyonunuz.
Şimdi kendinize sorun:
Kim olmak istiyorum?
Hemen bir yanıt vermek kolay olmayabilir ve zaten hemen yanıt vermek zorunda da değilsiniz. Lütfen kim olmak istediğinizi keşfetmeye zaman ayırın. Olmak istediğiniz ‘O’nu hayal edin. Onu hissedin. Onunla konuşun. Onunla tanışın. Tüm bunları yaptıktan sonra ve ideal versiyonunuzu yeterince tanıdığınızı hissettiğinizde, bir sonraki keşif için hazır olun.
Artık varış noktasını biliyorsunuz. Bu nihai hedefe giden yolculuk, mevcut benliğinizden ve mevcut benliğinizi keşfetmekten başlar. O zaman gelsin ikinci soru: Ben kimim? Bu, şüphesiz en zor sorudur. 'Gerçekten kim olduğunuzu' keşfetmek, iç dünyanıza derinlemesine bir dalış gerektirir. Bedeninizi, kalbinizi, nefesinizi, acınızı, mutluluğunuzu hissetmeye çalışın. Tüm duygularınız ve hissiyatınız sizi mevcut benliğinize tanıtacak. Unutmayın: Her duygu size birşeyler anlatır.
Artık nereden başlayacağınızı ve nereye varacağınızı biliyorsunuz. Sonraki keşif, nasıl başlayacağınızı öğrenmektir. Hepimiz ömür boyu süren bir yolculuğun tek bir adımla başladığını biliyoruz. İlk adım aynı zamanda en büyük, en zor adımdır ve güvendiğiniz kaynaklara dayanmanızı gerektirir. Bu kaynaklar, güçlü yanlarınızdır. Güçlü yanlarınızı keşfetmek için kendinize şunu sorun: Mevcut ve ideal versiyonlarımın ortak noktaları neler? Bu ortak noktalar, ilk ve ikinci keşiflerinizden ortaya çıkar. Onları karşılaştırın ve ortak olanları not edin.
Tüm bu süreçte ideal ve mevcut benlikleriniz arasında şüphesiz doldurmanız gereken boşluklar olduğunu göreceksiniz. Bu boşluklar hakkında endişelenmeyin çünkü gelişiminizi onların üzerine inşa edeceksiniz. Öğrenme ajandanızı, doldurulması gereken boşlukları ve güçlü yanlarınızı inceleyerek oluşturun.
Öğrenme ajandası düzenlendikten sonra deneyimleme başlar. Deneyimleme, güçlü yanlarınıza dayanarak ve doldurmanız gereken boşluklarınızın farkında olarak ideal versiyonunuz gibi davranmaktır.
Güçlü yanlarınızın size nasıl yardımcı olduğunu ve bu boşlukların size nasıl engel olduğunu anlamaya çalışın. Tekrar tekrar deneyimleyin. Unutmayın ki pratik yapmak mükemmelle ulaşmanın tek yoludur.
Yazımın başından itibaren, ideal benliğinize ulaşma yolculuğunda yalnız olacağınız gibi bir hissiyat oluşturduğumun farkındayım. Korkmayın. Yalnız olmanız gerekmez. Aksine, gittiğiniz rota yalnız olmamak için yanıtlamanız gereken son bir soruyu gerektirir: Bu yolculukta bana yardımcı olacak, destekleyecek ve cesaretlendirecek güvenilir ilişkileri nasıl geliştirebilirim?
Unutmayın: Zafer asla düşmemek değil, her düştüğümüzde yeniden ayağa kalkabilmektir. O nedenle düştüğünüzde size yardım elini uzatacak ilişkilere de yatırım yapın.
*Bu yazıda yer alan metodoloji Boyatzis’in Öz Yönelimli Öğrenme teorisini baz almaktadır.
** Yazının başında yer alan dörtlük T.S. Eliot’ın ‘Little Giddings’ şirrinden alınmıştır. Tercümesi şu şekildedir: Keşfetmekten asla vazgeçmeyeceğiz / Ve tüm keşiflerimizin sonu / Başladığımız yere ulaşmak / Ve o yerin ilk defa farkına varmak olacak
Nazmi Boşça